Sevelim ya da sevmeyelim, gerekliliği sorgulanamaz bir gerçek “Ölçümleme” dir. Eskiden İnsan Kaynakları, fayda programlarını değerlendirebilmek için yeterli veri bulmakta zorlanırdı. Artık bu dönemi geride bırakmış bulunuyoruz. Hatta o kadar fazla veriden anlamlı olanlarını bulmak için çabalıyoruz. Çalışan anketi geri bildirimlerinden, otomatik sistem raporlarına, demografik verilerden kullanım oranlarına kadar bir bilgi akışının içindeyiz. Buradaki zorluk, kurumunuz için en değerli olanı ayrıştırmak ve bunu analiz ederek doğru aksiyonları almak.
İşte size, verileri aşmanıza ve fayda ölçümünü daha anlamlı bir şekilde düşünmenize yardımcı olacak 4 ipucu.
1.Kuruluşunuzun Daha Büyük İş Hedefleriyle Uyumlu Hedefler, Metrikler ve Zaman Çizelgeleri Belirleyin
Bu hedeflere ulaşmayı doğrudan destekleyen fayda programları ile senkronize olun. Bunun gibi basit ifadelerle ilerleyin: “Çalışanların mesai devamsızlığını, EvdekiBakıcım Kurumsal ile çalışmaya başladıktan sonraki altı ay içinde 50 gün azaltın.” Kurumsal anlaşmamızın iş hedeflerini doğrudan etkileyeceği diğer kilit alanlar şunlardır: katılım, verimlilik, elde tutma, işe alım ve moral. Hedef belirleme sıklığınızın ve zamanlamasının ve ilgili ölçümlerin ne zamanlar olması gerektiğini, yıl sonu, bütçe ve bordro zamanların kilit zamanlar olduğunu da planlamanızda atlamayın.
2.Finansın ROI’nin Açılımına İK Perspektifinden Bakın
Return on Investment yani yatırımın getirisi fayda programlarında ne kadar kritik bir ölçütse, “bireysel getiri” de öyledir. Forbes’un makalesinde yer aldığı üzere giderek daha fazla sayıda kuruluş başarı ölçümü olarak geleneksel metriklerin alternatiflerine bakıyor ve çalışanların mutluluğunu & memnuniyetini gözlemliyor. Sonuç: Yüksek Katılım. Mutlu çalışanlar açısından yüksek puan alan kuruluşlar, çalışanların ihtiyaçlarını daha iyi desteklemek için sundukları yararlar sayesinde sadakat ve süreklilik kazanırlar.
3.Kalitatif ve Sözsel Ölçümünün Önemli Olduğunu Unutmayın
Sayılar yalan söylemez ama kelimeleri de tamamen gözardı edemeyiz. Çalışanlarla konuşmalarınızın notlarını, e-postalarını, yorumlarını ve anketleri mutlaka dosyalayın. Bu gerçek yaşanmışlıklar, alacağınız kararlarda değerlendirme kabiliyetinizi olumlu şekilde arttıracaktır. Nelere ihtiyaç olup nelere olmadığına karar vermenizde rol oynayacaktır. Ayrıca takımınıza yaptığınız liderliğin altını dolduracak ve ekip arkadaşlarınıza somut düşündürerek ilham verecektir.
4.En Fazla İlgi Uyandıracak Bilgileri Öne Çıkarın
Çoğumuz yalnızca kendi acil ihtiyaçlarımız, isteklerimiz veya çıkarlarımıza uygun olanı öğrenmek isteriz. Kullandığımız verilere sadece neye ihitiyacımız olduğu için değil, aynı zamanda çevremizin bilmeleri gerekenleri de düşünerek bakın. Yaklaşım şekliniz maksimum fayda almanızı sağlayacaktır. Daha sonra en etkili nasıl duyuracağınızı planlayın. Mailing, öğle arası sohbetleri, yemekhaneye asılacak bir afiş, girişe konulacak bir roll up… Çevrenize en hızlı ve efektif ulaşacağınız tüm kanalları kullanın.
Liderlik için de, stratejik iş hedeflerini etkileyen zorlayıcı, üst düzey bulguların kısa bir raporu.
Departman yöneticileri için, “İK konuşması” ndaki verilere dayalı tavsiyeler (bütçe dahilinde).
Ve çalışanlar için, basit, cazip istatistikler – veya daha iyisi, farklı kişilerden başarı öyküleri ile öne çıkılmalıdır.
Sosyal medyayı da bir mecra olarak kullanarak, çalışanlara sağlanan faydaların memnuniyeti nasıl artırdığı veya stresi azalttığı hakkında raporlar, duyurular yapın.