Oyunlar ve oyuncaklar… Çocukların en sevdiği kavramlardan. Ancak tüm oyunlar ya da oyuncaklar iyi değil. Uzmanlar bu konuda çocukların oynayabilecekleri ve oynayamayacakları oyunları ve oyuncakları sınıflandırıyorlar. Kötü çocuk oyunları belirlenirken de bazı kriterler göz önünde bulunduruluyor.
Çocukların psikolojileri ve fizyolojik durumları göz önünde bulundurularak sınıflandırma yapılıyor. Tıpkı televizyon programlarında olduğu gibi. Dikkat ederseniz, televizyon programları yayınlanmadan önce ekranda hangi yaşa uygun olduğuna dair uyarı geliyor. +18 ya da +13 yaşa uygun olan programlar özellikle herkesin anlayabileceği simgeler ile belirtiliyor.
Zararlı oyunlar nelerdir diye bir soru sormamız gerekiyor. Çünkü aileler de aslında çocukları için zararlı olan oyunları bilmiyorlar. Daha doğrusu bu konuda bilinçli değiller. Tabi ki her aile çocuğu için en iyisini ister. Ancak bilmeden çocuğuna kötülük de edebilir.
Bu durum özellikle internet ve televizyon kullanımında karşımıza çıkıyor. Anne ve baba çocuklarının izlediği programları denetlemiyor. Oysa ki henüz öğrenme aşamasında olan çocuk, izlediği herşeyden etkileniyor ve yaşamına uygulamaya çalışıyor.
Bilinçlenmek adına, tehlikeli bilgisayar oyun isimleri, aileler tarafından tespit edilmeli ve bu konuda bilinçlenmelidirler.
Yapılan bir araştırmada çocuklar, zamanının çoğunu internet ortamında geçiriyor. En çok da babaları tarafından alınan tabletler ve cep telefonları vasıtasıyla internet ortamında giriyorlar. İnternet ortamına girmeleri içinse herhangi bir sınırlama bulunmuyor. Çocuklar en çok da internette ya da bilgisayarda oyun oynuyorlar.
Bu yüzden zararlı bilgisayar oyunları isimleri ve tehlikeli bilgisayar oyunlarının isimleri, aileler tarafından bilinmeli ve önlem alınmalıdır.
Savaş oyunlarının zararları ve neden olduklarından da bahsetmek yararlı olacaktır. Şiddet içeren oyunların en çok da çocukları etkilediğini söyleyebiliriz. Bilinçaltına işlenen şiddet, ilerde çocukların saldırgan ve başkalarına zarar veren birey haline dönüşmelerine neden oluyor. Bunun örneklerini ülkemizde ve diğer ülkelerde de görmek mümkündür.
Bir insanın nasıl kötü olabileceğini düşünün! İnsanlar iyi ya da kötü kavramlarını içinde bulundukları toplumdan öğrenirler. Neyin iyi ya da neyin kötü olduğunu bilmeyen insanın en tehlikeli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Eğer siz doğrusunu öğretmemişseniz, doğrunun yerini yanlış alacaktır.
Kötülük, doğası gereği tıpkı bir virüs gibi hızla yayılan bir davranış sergiler. Bu yüzden suçla ya da kötülükle mücadele belki de dünyanın en zor işlerinden bir tanesidir.
Çocuk Oyuncular
Ülkemizde dizi ve filmlerde oynayan çocukları bir ara gündem olmuştu. Çocukların psikolojik durumlarının olumsuz etkilendiği tartışmaları, gündemi epey bir meşgul etmişti.
Çocuk oyuncular kavramını bu kapsamda ele alırsak, aslında daha çok sorunlar dizisi ile karşılaşırız. Öncelikle bir çocuğun psikolojisinin dizide ya da filmde oynamaya müsait olup olmadığı irdelenmelidir.
Uzman pedagoglar, çocukların dizide oynadıkları rollerden olumsuz bir şekilde etkilendiklerini belirtiyorlar. Çünkü çocuklar gerçek ile rol ayrımını yapabilecek yetiye sahip değiller. Düşünün ki rol icabı kafasına silah dayanan bir çocuğun psikolojisinin nasıl olduğunu!
Dram ve gerilimi konu alan dizi ve filmlerde oynayan çocukların psikolojileri de sağlıklı değil. Bu tespiti biz yapmıyoruz tabi ki. Uzmanlar ve ailelerin yapmış oldukları tespitleri sizlere aktarıyoruz.
Hem okula giden, hem de dizi setlerinde zaman harcayan çocuklar ise yoğun bir tempoda çalışıyorlar. Birçok çocuk bu tempoya dayanamıyor. Kaldı ki yetişkinlerin bile dizi ve film setlerinde çalışma saatlerine zor dayandıklarını biliyoruz. Çocuklar nasıl dayansın?
Ayrıca çocukların eğitimini de olumsuz bir şekilde etkilediğini söyleyebiliriz. Aslında bu durumda ailelerin büyük suçu var. Ülkemizde ne yazık ki şöhret olma ya da aileden birisinin şöhret olmasının istenmesi gibi olumsuz bir durum var.
Dizilerde ve filmlerde oynayan kişilerin daha fazla kazandığının zannedilmesi ve onların içinde bulundukları yaşamın lüks zannedilmesi, birçok aile için cazibe noktası olarak görülüyor.
Daha fazla para kazanma hırsı ve çocukların bu hırsa alet edilmesi aslında ailelerin işlediği en büyük suçlardan bir tanesidir. Çocuklarının psikolojilerini hiçe sayıp, daha fazla para kazanma amacıyla, çocuklarına bu kötülüğü yapmalarını anlamak mümkün değildir.
Çocuk Animasyon Filmleri
Çocuklara yönelik olarak yapılan animasyon filmleri hem eğlenceli, hem de eğiticidir. Hatta birçok yetişkinin bile bu animasyon filmlerini büyük bir keyifle izlediğini biliyoruz.
Çocuk animasyon filmleri, gerek efektleri olsun, gerekse senaryoları olsun, çocuklara birçok şey katıyor.
Frozen, inanılmaz aile, Coco, Patron bebek, karmaşık ve daha birçok animasyon filmi, yakın zamanda ülkemizde de vizyona girdi ve birçok kişi tarafından beğenildi.
Hazırlanması hiç de kolay olmayan animasyon filmleri, üç boyut teknolojisinin gelişmesi ve sinema sektöründe yer alması ile birlikte, artık animasyon olmayan filmlerden bile daha çok rağbet görmeye başladı.
Animasyon filmlerinde en etkileyici olan şey, senaryolarıdır. Senaryoda verilmek istenen mesaj ve duygu, etkili müzikler ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilir.
Animasyon Çocuk Filmleri
Ülkemizde de animasyon filmlerinin hazırlanması konusunda büyük gelişmeler yaşandığını söyleyebiliriz. Mesela TRT ekranlarında yayınlanan PEPE adlı animasyon dizisi, çocuklar ve yetişkinler tarafından oldukça rağbet görmüştü.
Günümüzde hala bu diziyi izleyen hatırı sayılır çocuk olduğunu söyleyebiliriz. Belli bir yaş grubuna hitap eden bu dizide iyi ve güzel olan kavramlar sunuluyor. Yardımlaşmanın önemi anlatılıyor ve aile kavramının ne kadar değerli olduğu vurgulanıyor.
Ayrıca PEPE dizisinde arkadaşlığın önemine vurgu yapılıyor. Çeşitli hayvanların da baş karakterin en iyi arkadaşı olarak gösterilmesi, hayvan sevgisinin de yaygınlaşmasında en büyük etkendir.
Görüldüğü üzere bir animasyon filminde birden fazla yararlı unsur bulunabiliyor.
Animasyon çocuk filmleri yerli yapımların oldukça çoğaldığını söyleyebiliriz. Bu tür yapımların rağbet görmesinden sonra ve PEPE dizisinin başarısından sonra, birçok animasyon filmi yapıldı. Her ne kadar bunların bazıları başarısız olduysa da, birçoğu istediği başarıyı yakaladı ve hala da izlenmeye devam ediyor.
Ancak animasyon filmlerinin bazı olumsuz tarafları da var. Çocuklar belli bir yaşa kadar gördükleri her şeyden etkilenirler. İlk örnek aldıkları kişiler anne ve babalarıdır. Genelde oldukça fazla çizgifilm izleyen çocukların, çizgifilmlerde gördükleri kahramanlardan etkilenmeleri de doğaldır.
Mesela Süpermen çizgifilmini izleyen bir çocuk, onun gibi uçmak ister. Örümcek adam çizgifilmini izleyen bir çocuk ise duvarlara tırmanmaya çalışır. Üstelik yüksek yerlerde bu eylemi gerçekleştirmeye çalışır. Bu tür davranışlar sonucunda yaralanan üstelik de ciddi şekilde yaralanan birçok çocuk vardır.
Bu yüzden çocukların kontrol edilmesi ve gözlemlenmesi gerekir. Ailelerin bu tür şeylerin gerçek olmadığını ve gördüklerini yapamayacaklarını, çocuklarına anlatmaları ve onları ikna etmeleri gerekir.
Her ne kadar animasyon filmlerinin bazılarında bu durum geçerli olsa da, en ufak bir ihtimal bile istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Sonuçta kimseye animasyon filmi yapma diyemeyiz.
Televizyon ya da internet ortamında neyin izlenip, neyin izlenmeyeceğine ailelerin çocukları adına karar vermeleri gerekir. Etkili bir denetim mekanizması kurmaları gerekir. Birçok ailede anne ve baba çalıştığı için, çocukları ile yeterince ilgilenemeyebilirler.
Ancak yine de önlem almaları gerekir. Mesela bilgisayar ya da tablet gibi cihazlara şifre koyulabilir. Youtube ya da internet sayfalarına, ebeveyn denetimi gibi kısıtlamalar getirilebilir. Çizgifilm izleme saatleri kısıtlanabilir ya da yalnızca belirli kanallardan çocuklara izleme izni verilebilir. Bu konuda alınabilecek birçok önlemin olduğunu söyleyebiliriz.