Ruhsal ve fiziksel olarak güç kaybediyorsunuz. Giderek enerjiniz çekiliyor ve hayatınızdaki en basit şeyleri bile yapamıyorsunuz. Belki de birçoklarınız bu durum ile hayatının bir döneminde karşılaşmıştır. Tükenmişlik sendromu nedir belirtileri nelerdir sorusuna cevap arayacağız. Aynı zamanda bu duruma insanların nasıl geldiğinden bahsedeceğiz.
İnsanlar birçok unsurun bir araya gelmesi ile birlikte hayatlarını sürdürürler. Sosyal varlık oldukları gibi bazı durumlarda tek başlarına da yaşayabilirler. Ancak şurası gerçektir ki, tek bir konu üzerinde odaklanıp, aşırı bir şekilde bu konu ile ilgilenmek, insanların enerjilerinin tükenmesine ve sonunda da hastalanmalarına neden olur.
Örnek vermek gerekirse, sürekli olarak dinlenmeden çalışmak, hayat enerjisinin çok çabuk tükenmesine ve bir süre sonra da kişinin hastalanmasına neden olur. Çok uyumak ya da çok dinlenmek için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Miskin diye tabir edilen insan tipinin ortaya çıkmasına neden olur. Miskinlik de bir tür hayat enerjisi tükenmesidir.
Fiziksel ve ruhsal olarak tükenmişlik sendromu belirtileri:
- Aşırı duyarlı ve duygusal olma durumlarının sıklıkla yaşanması
- Ani öfkelenme ve tepki gösterme
- Eskiden olduğundan daha fazla sabırsız olma durumu
- Katı kurallara daha fazla önem gösterme
- Sürekli olarak kendini savunma durumu
- Suçlama hallerinin sıklıkla tekrarlanması
- Kronik yorgunluk durumunun sıklıkla tekrar etmesi, bir türlü dinlenememe
- Uyku düzeninin bozulması
- Nefes darlığı durumunun sıklıkla yaşanması, boğulma hissi yaşanması
- Stres kaynaklı mide sorunlarının ortaya çıkması
- Güne yorgun başlama ve gün boyunca enerjinin düşük olması
olarak sayılabilir.
Kronik Yorgunluk ve Tükenmişlik Sendromu Arasındaki İlişki
Vücudumuz mükemmel bir biyolojik makinedir. Tıpkı insanlar tarafından yapılan makineler gibi birçok parçadan oluşur. Ancak farkında mısınız, insanlar tarafından kullanılan makinelerin bakımı düzenli olarak yapılıyorken, insanlar kendi bakımlarını ihmal ediyorlar.
Hayat bir dengedir. Aşırı olarak yapılan eylemler, ister iyi olsunlar ister kötü olsunlar, mutlaka yapan kişiye zarar verir. Çünkü hassas olan bir denge bozulmuştur.
İşte kronik yorgunluk dediğimiz durumun nedeni de, insanların hayatlarındaki dengeyi bozmalarıdır. Çok çalışmak ve dinlenme zamanı ayırmamak, kronik yorgunluğa neden olur.
Ancak birçok uzman kronik yorgunluk durumunun nedeninin tam olarak bilinmediğini savunuyorlar. Bu duruma viral hastalıklar ya da aşırı derecede çalışma durumunun neden olduğunu düşünüyorlar. Bir teori de hem aşırı derecede çalışma, hem de viral hastalıklar bir kombinasyon oluşturarak, bu rahatsızlığa neden oluyorlar.
Dinlenme ile bu rahatsızlığın geçmediğini söyleyelim.
Kronik yorgunluk belirtileri:
- Sıklıkla hafıza kaybı yaşanması, konsantrasyon kaybının fazlalaşması
- Aşırı yorgunluk hissi
- Boğaz ağrılarının sıklaşması
- Koltuk altlarında ve lenf düğümlerinde büyüme ve yumru gibi oluşumların meydana gelmesi
- Sebepsiz, kas ya da eklem ağrıları
- Uykuda düzensizlik meydana gelmesi. İlaç kullanmadan uyuyamama
- 24 saati geçen yorgunluk süresi
olarak sayılabilir.
Bağışıklık sisteminin zayıflaması da bu rahatsızlığı tetikleyebilir. Psikolojik olarak azalan enerji, fizyolojik olarak da azaldığında, kronik yorgunluk durumu kendisini daha fazla hissettirebilir.
Düzensiz beslenme, zararlı alışkanlıkların olması ve bir de üzerine aşırı derecede çalışma durumları, fizyolojik olarak hayat enerjisinin azalmasına neden olur. Bazı hastalıkları da eklediğimizde mevcut olan durum daha da kötü bir hal almaktadır.
Peki ama kişisel olarak yapılabilecek bir şey yok mudur? Evet vardır.
Düzenli olarak beslenmek ile işe başlayabiliriz. Ayrıca vücudun ihtiyacı olan besinleri mümkün olduğunca almalıyız. Tek yönlü beslenmeden uzak durmak da gerekiyor.
Zararlı alışkanlıkları terk etmek de kişinin hayatında yapabileceği en olumlu davranışlardan bir tanesidir.
Hayatımızı adeta kabusa çeviren stres durumlarından da mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Mesela yoga ve benzeri egzersizlerin düzenli olarak yapılması, nefes tekniklerinin öğrenilmesi ve uygulanması, stresin azalmasına neden olabilir.
Birçok kişinin alışkanlık haline getirdiği ve aslında oldukça zararlı bir durum olan ışıklar açıkken uyumak, kişinin dinlenmesini de engellemektedir. Normal ve sağlıklı bir uyku ancak tamamen karanlık bir ortamda gerçekleşir. Bu durumun nedeni, biz uykuda iken epifiz bezi denilen organın, vücut için yararlı bazı hormonları, ancak karanlıkta salgılayabilmesidir.
Düzenli olarak egzersiz yapmak ve bol su içmek de kronik yorgunluğun etkilerini giderici bir etkiye sahip olabilir.
Tükenmişlik Sendromu Nasıl Anlaşılır?
Sendromun yavaş bir şekilde geliştiğini söyleyebiliriz. Aslında ben geliyorum der. Tükenmişlik sendromu nasıl anlaşılır sorusunun cevabına ayrıntılı bir şekilde göz atalım.
Kişi ilk başlarda oldukça heyecanlıdır. Özellikle iş konusunda…
Kendisine verilen her işi zaman gözetmeksizin yapar. Uykusuzluğa ve gergin bir ortama katlanır.
Zamanla harcadığı çabanın, kazancına oranla oldukça fazla olduğunu fark eder. İlk başlarda bu durumu önemsemez. Ancak kafasında bu durum ile ilgili bir takım sorular oluşur. Bu sorular bir süre sonra kendisini rahatsız etmeye başlar.
Zaman içerisinde hiçbir şeyin değişmediğini fark eder ve bu durum kişide umutsuzluk ve bıkkınlık olarak kendisini gösterir.
Aynı durum devam eder ve bu sefer kişi duyarsızlık olarak tepki vermeye başlar.
Son aşamada ise aidiyet duygusu azalır ve kişi hayatta inandığı birçok değere artık inanmamaya başlar.
Bu saydığımız belirtiler genel anlamda bu şekilde kendisini gösterse de, kişisel özelliklere ve yaşam biçimine bağlı olarak değişir.
Fiziksel olarak kişinin sürekli yorgun olmasından da tükenmişlik sendromu belirtileri gözlemlenebilir.
Bazı belirtiler kişinin yakın çevresi tarafından gözlemlenebilir. Mesela kişinin iştahının artık eskisi gibi olmaması, uyku düzeninin bozulması, sürekli olarak etrafındakilere karşı agresif ve sinirli tavırlar sergilemesi gibi…
Duygusal anlamda tatmin olamama, başarısızlık duygusunun hakim olması, birçok şeye tahammül edememe, takdir edilmeme duygusu ve bunun gibi durumlar, kişinin içinde yaşadığı durumlardır.
Evlilikte Tükenmişlik Sendromu Nasıl Gerçekleşir?
Yalnızca iş hayatında değil, özel hayatta da sendromun etkilerine rastlamak mümkündür. Evlilikte tükenmişlik sendromu durumunu örnek olarak gösterebiliriz.
İşveren ve çalışan ilişkisini, kadın ve erkek açısından ele aldığımızda, evlilikte tükenmişlik sendromunu daha iyi anlayabiliriz.
Evlilik kadın ve erkeğin birbirlerine verdikleri sözlerdir. Uzun vadede verilen sözler, zaman içerisinde ve bazı şartların oluşması ya da oluşmaması gibi durumlarda tutulamayabilir. Zamanla eşler, birbirlerine karşı tahammülsüz hale gelebilir.
Özellikle iş bölümünün sağlıklı bir şekilde yapılamaması ve sorumluluğun tek bir kişiye yüklenmesi sonucunda, sorunların ortaya çıktığını söyleyebiliriz.
Gelenekler ve kültürel anlayışlar da bu durumun tetikleyicileridir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan kadınların, tükenmişlik sendromu etkilierini daha fazla yaşadıklarını söyleyebiliriz.
Çünkü bu tür ülkelerde geleneklere göre erkekler egemendir ve özellikle ev işlerinde kadınlara yardımcı olmazlar. Tabi ki durum bu kadar basit değildir. Çalışmak zorunda olan kadınlardan bahsediyoruz. İşte çalışıp zaten yorgun olarak eve gelen kadını, evde de bir takım sorumluluklar beklemektedir. İşte işin püf noktası da buradadır. Kendisine yardımcı olacak birisi olmadığı için kadında zaman içerisinde, tükenmişlik sendromu belirtileri gözlemlenir.
Tükenmişlik Sendromu Çözümü
En etkili çözümün, yaşam biçiminin değiştirilmesi olduğunu söyleyebiliriz. Aşırı derecede çalışmayı bırakın.
Kendinize zaman ayırın. Spor yapın ve zihninizi meşgul edecek ya da rahatlatacak aktivitelere yönelin.
Mesela düzenli olarak yapılan yoga egzersizlerinin çok faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Nefes tekniklerini öğrenin ve sürekli olarak uygulayın. Doğru nefes alma, kişinin hayat enerjisinin yükselmesinde oldukça etkilidir.
Resim, müzik, sinema, açık havada yürüyüş gibi hobiler edinin ve bu hobilere de zaman ayırın.