Özellikle erken çocukluk döneminde inatçılık aileleri en çok zorlayan konuların başında gelir. İnatçılık, çocuğun anlamlı bir nedeni olmamasına rağmen söylenen her söze direnç göstermesi şeklinde tanımlanabilir. Çocuklarda inatçılık görülmesinin pek çok sebebi olabilir ancak yetişkinin yaklaşımı bu direncin kalıcı olup olmamasını belirler. Bu nedenle aile ve bakıcının bu konu hakkında bilgi sahibi olması ve süreci doğru şekilde yönetmesi son derece önemlidir.
Çocuklarda İnatçılık Neden Oluşur?
İnatçılığın pek çok nedeni olabilir. Bazen dönemsel olarak da çocuk bu davranışı gösterebilir. Örneğin; 2 yaş sendromu olarak bilinen bu dönemde çocuk bağımsızlığını kazanmak, bireyselliğini kanıtlamak adına sizin söylediklerinizin tersini yapma eğilimindedir. Bu tip zamanlarda bu davranışın geçici olduğunu düşünmenizde fayda var. Bunun yanı sıra;
- Çocuğun mizacı,
- Fizyolojik rahatsızlıklar,
- Anne-babaya tepki,
- Yetişkinin yanlış tutumu,
- Tuvalet eğitiminin yanlış zaman ve şekilde verilmesi,
- Kardeş kıskançlığı,
- Gelişimsel özellikler inatçılığın görülmesinde etkilidir.
Çocuklarda İnatçılık Ne Zaman Sorundur?
Çocuklarda görülen inatçılığın özellikle 2-6 yaş döneminde duygusal gelişimin bir sonucu olduğu kabul edilir. Ancak ailenin veya bakıcının yanlış yaklaşımı nedeniyle bu durum davranışsal bir probleme dönüşebilir. Bu nedenle öncelikle çocuğunuzun inatçılığının normal bir süreç olup olmadığını anlamaya çalışın. Çocuklarda 1 yaştan itibaren inatlaşma davranışı görülebilir. Burada çocuğun amacı sınırları öğrenmeye çalışmaktır. Dolayısıyla sizin aynı davranışlara hep benzer tepkiler vermeniz, ona anlayışla ve sevgiyle yaklaşmanız, çocuğunuzun bu gelişimsel süreci sorunsuz atlatmasına yardımcı olur.
Yine 2-2,5 yaş civarı kritik bir dönemdir. “Bağımsızlık çabası” içinde olan çocuğunuza karşı yapacağınız en iyi şey sabretmektir. 6 yaş ve ergenlik dönemleri de yine çocuğunuzun sizinle sıkça inatlaştığı ve gelişimsel olarak normal kabul edilen dönemlerdir. Önemli olan bu süreçte çocuğunuzdan sevginizi esirgemeyerek, ona anlayışla yaklaşarak bu kritik gelişim evrelerini sağlıklı şekilde atlatmasına yardımcı olmaktır. Aksi takdirde inatçılığın kalıcı bir davranış problemine dönüşmesi kaçınılmaz olur.
Çocuklarda İnatçılık Karşısında Neler Yapılmalı?
Çocuğunuzda inatçılığın kalıcı hale dönüşüp dönüşmemesi sizin ve bakıcınızın yaklaşımına bağlıdır. Doğru davranıldığında inatçılık yerini kararlı davranışlara bırakır. Bu nedenle öncelikle çocuğunuzun inatçılığı karşısında neler yapmanız gerektiğini gözden geçirin.
1- Derin Nefes Alın ve Sakinliğinizi Koruyun
Özellikle 2-3 yaşlarındaki çocuklar her şeye hayır deme potansiyeline sahiptirler. Uyumsuz ve aşırı inatçı davranışlar sergileyebilirler. Bu anne-baba olarak sizi ve çocuğunuzun bakımını üstlenen kişiyi zorlayabilir. Ancak öncelikle bunun gelişimsel bir dönem olduğunu unutmayın. Çocuğunuz büyüyor ve bunu kanıtlama ihtiyacı duyuyor. Bu geçici süreçte sizin ona karşı sakin ve sabırlı olmanız, onu çok rahatlatır. Anlaşıldığını hisseder ve sizinle daha az çatışır. Bu nedenle zorlandığınızı hissettiğinizde sakinliğinizi korumanıza yardım edecek yöntemler keşfedin. Nefes egzersizi, ılık bir duş, biraz yalnız kalmak gibi sizi rahatlatacak çözümleri çocuğunuzun inatçılığı sizi çok zorladığında tercih edebilirsiniz.
2- Olumlu Davranışlarına Odaklanmak Çocuklarda İnatçılık Sorununu Azaltır
Bazı çocuklar mizaçları gereği inatçıdır. Bu durumda işiniz biraz daha zordur. Ancak yine de çocuğunuzun olumlu davranışlarına odaklanarak, onu pozitif davranışları için takdir ederek, inatçılığını daha az seviyeye indirebilirsiniz. Kabul gördüğünü, takdir edildiğini gören çocuk daha uzlaşmacı olacaktır.
3- Aşırı Otoriter veya Baskıcı Tutum İnatçılığı Pekiştirir
Bazen çocuğunuzun inatçılığı karşısında kendinizi çaresiz hissedebilirsiniz ve onunla sık sık çatışabilirsiniz. Ancak bunun sorunu daha da büyüteceğini unutmayın. Ailelerin düştüğü yanılgıların başında otoriter bir yaklaşımla, çocuğun bu davranışını ortadan kaldırma düşüncesi gelir. Çocuğa ceza vermek, her dediğini “hayır” diyerek reddetmek sorunu çözmek yerine büyütür hatta pekişmesine yol açar. Aşırı baskı ve otorite çocuğun kendisini çok sınırlandırılmış ve baskılanmış hissetmesine neden olur. Bu da çocukta inatçılık ve öfke patlaması olarak yansır. Ayrıca çocuğunuz sizin davranışlarınızı model alır. Siz onu sık sık hayır diyerek reddederseniz, onun size cevabı hayır olur. Çocuğunuzun çoğunlukla sizin davranışlarınızı ayna gibi yansıtacağını unutmayın. Bu nedenle bakıcınızın ve sizin temel anlayışınız pozitif disiplin olmalıdır. Çocuğunuza seçenek sunmak, hayır dediğinizde nedenini açıklamak da işe yarayan yollardandır.
4- Her Şeye “Evet” Demek Çocuklarda İnatçılık Problemini Arttırır
Çocuğunuzun inatçılığını pekiştiren kelimelerden biri sık sık isteklerini hayır diyerek reddetmektir. Ancak her istediğine evet demeniz de aynı etkiyi yaratır. Bazen aileler çocukla inatlaşmamak, zorda kalmamak amacıyla ne istese yapmaya çalışırlar. Ancak bu çocuğun doyumsuz olmasına, hiçbir şey için çaba göstermemesine ve en ufak durumda bile büyük öfke patlamalarına sebep olur. Ailenin aşırı katı tutum gibi fazla esnek yaklaşımdan da uzak durması bu açıdan son derece önemlidir.
5- Tutarlı Davranın
Çocuklarda inatçılık görülmesinin nedenlerinden biri de yetişkinlerin tutarsız davranışlarıdır. Anne-baba ve bakıcı arasında uyum ve işbirliği olması, çocuğun olumlu kişilik gelişiminde oldukça etkilidir. Annenin hayır dediği bir şeye bakıcı evet diyorsa, çocuğun aklı karışır. Kuralların esnek olduğunu düşünür ve sınırlarınızı zorlamaya başlar. Ağlama, inatlaşma, öfke patlamaları da en çok bu tip durumlarda yaşanır. Çocuk istediği şey için tutturduğunda anne-baba veya bakıcıyı ikna edebileceğini düşünür. Bu nedenle bakımında rol alan herkesin çocuğa karşı kararlı, tutarlı ve aynı dili kullanması inatçılığın önlenmesinde büyük fayda sağlar.
6- Kuralları Birlikte Belirleyin
Çocuğunuza karşı tutarlı olmanızın yanı sıra kurallar konusunda da net olmanız inatçılığını azaltmanızda etkilidir. Diğer taraftan kuralların az sayıda ve anlaşılır olması, çocukla birlikte netleştirilmesi ve özellikle neden gerekli olduğunun açıklanması önemlidir. Örneğin; bu prize dokunmak yasak demek çocuk için çok soyuttur ve muhtemelen çocuk bu kuralı delmek için uğraşacaktır. Bunun yerine bu prize dokunmuyoruz, çünkü elektrikli şeyler kazalara neden olabilir, canımızı acıtabilir. Kendimizi korumak için dokunmamalıyız gibi sebebini de söylediğinizde çocuk için daha anlamlı olur.
7- Çocuğunuzu Suçlamayın
Çocuğunuzun olumsuz davranışları için onu suçlamak, başka çocuklarla kıyaslamak onun gelişimine zarar verir. Ayrıca sorunu çözmek yerine büyütür. Bunun yerine onu dinleyin, duygularını, davranışlarının sebeplerini anlamaya çalışın. Empati içeren cümleler kurun. Örneğin; “şu an isteğin olmadığı için öfkelisin, anlıyorum” deyin. Onun duygusunu anlamak ve kabul etmek, davranışını onayladığınız anlamına gelmez. Tam tersi sizin olumlu yaklaşımınız ona güven verir ve sizinle arasındaki bağı güçlendirir. Bu sayede inat, öfke gibi olumsuz davranışlara çözüm bulmak daha kolay olur.
8- Çocuğunuzu “İnatçı” Olarak Etiketlemeyin
Çocukta inatçılığı pekiştiren davranışlardan biri de çocuğun bu şekilde etiketlenmesidir. Sürekli olarak “ne inatçı çocuksun” şeklinde tanımlanan çocuk bir süre sonra bunu değiştirmeye çalışmaz. O da kendini bu şekilde tanımlar. Bu nedenle çocuk sizinle inatlaştığında onu yargılayıcı ve suçlayıcı ifadelerden kaçının. Siz de öfkenize kapılmayın. Çocuğunuzun davranışlarını kontrol etmekte zorlanabilirsiniz. Ancak kendinizi kontrol etmek sizin elinizde. Bu nedenle çocuğunuzun tavrı ne olursa olsun, siz sakin ve kararlı tutumunuzu devam ettirin. Asla çocuğunuzun inatçılığına onunla inatlaşarak karşılık vermeyin.
Çocuklarda İnatçılığı Azaltmak İçin Çocuk Bakıcınız Neler Yapabilir?
Çocuklarda kişiliğin gelişiminde onunla neredeyse tüm gün birlikte olan çocuk bakıcısının rolü çok büyüktür. Bu nedenle bakıcı seçiminde titiz ve özenli davranmanız gerekir. Çocuk gelişimi eğitimi almış ya da bilgi sahibi kişiler öncelikli tercihiniz olabilir. Bu sayede çocuğunuzun bazı dönemlerde neden inatlaştığını doğru yorumlayan ve nasıl davranması gerektiğini bilen biri ile bu davranışı daha kolay söndürebilirsiniz. Yine mizaç olarak sakin, sabırlı, anlayışlı, hoşgörülü ve şefkatli biri çocuğun kriz anlarını daha iyi yönetebilir. Öfke kontrolü olmayan, çabuk sinirlenen dadı ise çocuğunuza doğru model olamaz. Ayrıca çocukta olumsuz davranışlar karşısında gerekli sabrı göstermekte zorlanır ve aşırı tepki verebilir.
Kritik Dönemler Profesyonel Bakıcı İle Sorunsuz Atlatılır
Beslenme alışkanlığı ve tuvalet eğitimi gibi kritik dönemlerde baskıcı olmak, çocuk hazır olmadan bu eğitimi vermeye kalkmak, inatçılığı tetikler ve farklı davranış problemleri oluşmasına neden olabilir. Aşırı mükemmeliyetçilik, çocuğu etiketleyen ve yapamadıklarına odaklanan bir tutum çocuğun direnç göstermesine yol açar. Bu nedenle donanımlı ve deneyimli bir çocuk bakıcısı ile çalışmak her zaman büyük avantaj sağlar. Süreçlerin kolay atlatılmasına yardımcı olur. Diğer taraftan profesyonel bir çocuk bakıcısı sizinle işbirliği içinde hareket eder. Bu sayede çocuğunuzun yaşantısında her anlamda düzen ve süreklilik olur, aklı karışmaz.
EvdekiBakıcım İle Profesyonel Çocuk Bakıcısı Arayışınız Son Bulsun
Çocuk bakıcısının işine hakim olması, hem çocuğunuzun sağlıklı gelişimi hem de sizin düzeninizi oturtabilmeniz bakımından son derece önemlidir. Bu nedenle doğru bakıcıyı bulma işini şansa bırakmayın. Sektörde lider konumda olan ve 2015 yılından bu yana evde bakım hizmetleri alanında 60.000’den fazla aileye hizmet sunan EvdekiBakıcım ile tanışın. Siz aradığınız kişiyi bize anlatın, biz de en kısa sürede kriterlerinize uygun çocuk bakıcısını sizlerle buluşturalım.