Yeni bir anneyseniz ve kariyerinize dönüşünüz ufuktaysa gelgitli ruh halinizle kendinizi bir yerlerde kaybolmuş hissediyor olabilirsiniz. Eğer işe başladıysanız bu duyguların yanına, zaman zaman suçluluk ya da endişe eklenmiş olabilir. İyi haber; çok klişe olacak ama “Yalnız değilsiniz!”.
Yapılan araştırmalar; her dört anneden üçünün bebek sahibi olduğu ilk yıl -özellikle iş ortamında- kendilerine duydukları güvenin sarsıldığını söylüyor.
Anneliği, dünyanın en güzel hediyesini kucaklarken içimizden bambaşka bir kadının çıktığı sürprizli bir pakete benzetiyorum. Pakette yeni görev tanımlarından süreç yönetimine, uykusuzluktan kariyer hedeflerine, küçümenimiz, partnerimiz ve yardım aldığımız herkesle yepyeni bir ilişki kurma ya da ilişkimizin tanımını değiştirmeye kadar pek çok sarmalının tam merkezinde bulunduğumuz bir dönem.
İki kez çalışma hayatına dönen bir anne olarak ilk kızım Derin dünyaya geldiğinde değil yardım almak, puseti iterken bana kapı açmaya çalışanlara bile “Ne gerek var?” der gibi baktığımı hatırlar gibiyim. Ne de olsa ben her şeyin üstesinden gelebilecek bir anne olmalıydım! Şimdi ise ne kadar çılgınmışım, diyorum. Her şey bir yana annelik bazen o kadar idealize edilen bir rol ki, metropollerde kurumsal hayatta pek çok başarıya imza atan bizler nedense her türlü soruna kendi başımıza çözüm bulma ihtiyacına düşebiliyoruz. Neyse ki modern dünyada yaşamanın bedeline katlanırken bize sunduklarından yararlanmanın beni çok daha sağlıklı bir ebeveyn yapacağını anlamam uzun sürmedi.
“Başlamak için mükemmel olmak zorunda değilsin; fakat mükemmel olmak için başlamak zorundasın.” Zig Ziglar
ANNENİN İŞE DÖNÜŞÜ
Finans dünyama döndüğüm dönemde bir koç ile çalışmak, değişen Zeynep’in rollerini keşfetmemi ve iş hayatına dönerken evde nasıl daha huzurlu, işte de bir o kadar da odaklı olabileceğimi keşfetmemi sağladı.
Zira evdeki değişimin üzerine bir de kariyere dönmek, iş ortamında sizi bekleyen stres, geride kalma endişesi ile birleşince hayatınızın kontrolden çıktığını hissedebilirsiniz. Koçluk almak ise benim uykularımın kızım tarafından sık sık bölündüğü gecelerde rüyalarıma giren endişelerden uzaklaşıp daha özgüvenli bir anneye dönüşerek hem bebeğime hem de kariyerimde başarılı olmak için kendi çözümlerimi geliştirmemi sağladı.
Zira araştırmalarda da okuduğumuz gibi, o dönemde çevre faktörlerinin bana da pek yardımcı olduğunu söyleyemeyeceğim. Nedir bu çevre faktörleri?
En modern iş ortamlarında bile, doğum izninden dönüşün beklenmemesi veya bir annenin yerinin çocuğuna bakmak için evde olması gerekliliğinin hissettirilmesi başta geliyor. İşyerinde bu dönemde ihtiyacımız olan tolerans yerine artan beklentiler ile yüzleşmek, mesai saatlerini geçen toplantılara katılmak ve talepkar işverenler de yeni hayatın yükleri arasında.
İlgili bir habere buradan ulaşabilirsiniz.
İlk kez bir bebek bakıcısı ile çalışmanın zorluğu, gündüzlü bakıcı mı yoksa yatılı bakıcı ile mi çalışılması gerektiği bilmecesi, evde işlerin nasıl gittiğine dair bir endişe ve suçluluk duygusunun getirdiği konsantrasyon dağınıklığı, halen emzirmekte olanlarda hem süt depolamanın stresi hem de hormonal değişimlerin etkisinin iş performansını olumsuz etkilemesi gibi durumlar da söz konusu.
Ne kadar da karamsar bir tablo çizdim, hiç iyi bir şey olmuyor mu dediğinizi duyar gibiyim. Olmaz olur mu, koçlukta işimiz farklı perspektiflerden bakmak ve realitemizi objektif olarak değerlendirmek ne de olsa!
İşe Dönüşe Pozitif Bir Bakış Açısı!
Tüm bunların iyi tarafı, iş dünyasına kendini ait hisseden anneler için dünyaya dönüş fırsatı olması. Bu demek değil ki, bebeğinize bakmak için izin süresi ile kısıtlı kalacaksınız. Tam tersi yeni rolünüzle beraber kariyerinize döndüğünüzde yeniden bir yetişkin olarak üretkenliğinizi hem evde hem işyerinde sergilemek yeni önceliğiniz haline gelecek.
Her ne kadar annelik, yaşamınızda başrole yerleşse de dişi olarak birçok görevi aynı anda kotarma becerinizi daha da geliştirerek dengeleri yeniden bulmak ve yaşamınızın her alanında doyumu yakalamak hiç de uzak değil. Peki, bu dengeyi yakalamak ve yaşamınızı kolaylaştırmak için koçluk tekniklerinin hangileri destekleyici olabilir; pozitif psikoloji uzmanları der ki ‘Mutlu ebeveynler, mutlu çocuklar yetiştirir!’.
Pozitif bir halde olmayı seçmek, bebeğinizin gülücüklerinden beslenmek ve her gün nasıl bir mucizeye imza attığınızı kendinize hatırlatmak harika bir başlangıç olacaktır. Kendinize birkaç derin nefes hediye ettikten sonra kaç kez tekrarlarsanız içiniz o kadar rahatlayacaktır.
Sizin Annelik Hayaliniz Nedir?
İkinci kızım Deniz’e hamileyken katıldığım Parentology/Ebeveyn Koçluğu programı ise olmayı arzuladığım pozitif bakış açılı anne olabilmem için hayallerimi tazeledi. Parentology’nin bana kattığı yöntemleri, koçluk heybeme katarak benim gibi gücüne sahip çıkan pek çok anneye ulaşarak yıllar sonra en kıymetlileri tarafından nasıl hatırlanmak istediklerine ışık tutmaya karar verdim.
Ebeveynlikte sihirli formül yok, her ailenin dinamikleri, ebeveynlik tarzları kendilerine özgü olduğu için, annelerin çocuklarıyla kurmak istedikleri ebeveynlik ilişkisinin tanımını toplumun onlara dikte ettikleri değerler üzerinden değil de, kendi ailelerine özel değerler üzerinden belirleyerek olmak istedikleri anne rolündeki kadın olmalarına destek olacak bir program hazırladım. Çünkü bu günlerde mutlu ve güçlü annelere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var!
Sizin annelik hayaliniz nedir? Çocuğunuz anne-çocuk ilişkinizi neye benzetse kendinizi tatmin olmuş hissederdiniz? Bir gökkuşağı mı yoksa dingin bir deniz mi? Yoksa heyecan dolu bir lunapark mı?
Böylece yeri geldiğinde vicdan azabımızı susturup kendi başarı tanımımıza giden yolda, çok daha huzurlu şekilde ilerleyebilir ve kuzularımızın hayallerinin kahramanı olabiliriz!!!!
İş’te Anne Olacaklara Öneriler:
- İşe dönmeden önce patronunuzla buluşup onun beklentileri ve sizin yeni ihtiyaçlarınıza dair ilişki tasarımı yapmak,
- Yeni hayata hafta ortası adım atmak da oldukça güzel bir alternatif zira kısa hafta ile uyum sağlamanız çok daha kolay.
- Eğer evdeki düzene dair endişeleriniz varsa süt izni veya kalan makul bir süreyi hem küçümeninizin hem sizin yeni sürece alışmanız için kademeli olarak işe başlamak başlangıç sancılarını yatıştırabilir.
- Emzirmeye devam ediyorsanız iş planınızı emzirme periyodunuza göre ayarlamanız ve bundan kesinlikle çekinmemeniz şart.
- İşten daha erken çıkmanız gerekiyorsa ofisteki zamanınızı verimli kullanarak çıkarken bunun son derece doğal bir hak olduğunu düşünmek ve vicdan azabı çekmemek. Hatırlayın ki, siz kendinize neyi hak görüyorsanız çevreniz de öyle yapacaktır.
- Belki de en önemli ve uzun vadeli bakış açısı da mükemmel anne olmaya çalışmak yerine, ailedeki tüm bireylerin minimum ihtiyaçlarının karşılanmasını yeterli görmek.
- Annelik hayalinize, partnerinizin babalık hayalini dâhil etmek ve bu yoldaki olmazsa olmaz adımlarınızı belirlemek.
- Her gün kendinizi en az 3 davranışınız için takdir etmek, mutluluk hormonu salgılamak için basit ama son derece etkili bir başlangıç.
Seanslarımda annelere şunu söylerim; çözüm her zaman sizde! Yaşadıklarımızı paylaşmak, öneriler almak aslında profesyonel hayatta başarılı bir kariyeri olan pek çok annenin aynı sizin gibi aynı zorluklardan geçtiğini görmenin yollarından sadece biri. Doğal olarak rahatlamanın ve kurban psikolojisinden çıkıp gücümüzü yeniden elimize almamızın da anahtarı.
Fırtınalar dinip gelgitler azaldığında, kariyerinize devam ederken yenilediğiniz özgüveninizin, anneliğinize ne kadar olumlu katkıda bulunduğunu görecek ve verdiğiniz mücadele için kendinizi bir kez daha kucaklayacaksınız.
En büyük ödül ise kapıyı çaldığınızda, her zaman sizi kocaman gülümsemesiyle karşılayan miniğiniz olacak!
Program detayları konuşmak, Zeynep Yetkin Yılmaz’ın hikâyesini keşfetmek ve ücretsiz tanışma gerçekleştirmek için,
http://www.zeynepyetkinyilmaz.com/isteanneolmak/
Ayrıca çalışan annelere bakıcı desteğiyle ilgili buraya göz atabilirsiniz.
Benim Hikâyem
Koçluk serüvenim ‘Hayalin nedir?’ sorusuyla başladı. Finans sektöründe yöneticilik yaptığım dönemde aradığım yanıt, insanların yaşamında bir fark yaratmamı sağlayacak, aynı zamanda da yüreğime dokunacak işin tanımıydı. Yaşamıma sihirli bir değnek gibi dokunan ‘Koç’luğun, danışanlarımın endişelerinden kurtularak hayallerine ulaşmalarına destek verecek bir araç olduğunun farkına vardığımda, CTI (Coaches Training Institute) Co-Active Coaching eğitim programını bitirerek profesyonel anlamda kariyer koçluğu vermeye başladım. Temel Psikoloji, Pozitif Psikoloji ve Eğitici Eğitimlerime ek olarak CTI – Parentology programını tamamladıktan sonra, gerek kurumlarda çalışan bağlılığına yönelik, gerekse profesyonel yaşama dönen anneler için koçluk atölyeleri geliştirmeye gönül verdim. Hali hazırda kurumlar için sıra dışı eğitimler tasarlıyor, Limitsiz Koçluk buluşmaları düzenliyor, yönetici koçluğu/bireysel koçluk yapmanın yanı sıra çocukluğumdan gelen tutkum olan astroloji ile koçluğu harmanladığım ‘Yıldızlarınızın Fısıltıları’ programlarını yürütüyorum. Öğrendiklerimi paylaşmanın mucizesine olan inancım nedeni ile ICF Türkiye Projeler Kurulunda gönüllü proje yöneticiliğime devam ediyorum.
Koçluk bana ait değerlerim, yöneticilik deneyimim ve annelikle biriktirdiğim becerileri kullanarak gelişime açık profesyonellerin ve ailelerin yaşamına dokunma ayrıcalığı sağladı. Uluslararası Koçluk Federasyonu tarafından akredite edilmiş, profesyonel bir koç olarak bireylerin, ailelerin ve kurumların hedeflerine erişmek için gösterdikleri adanmışlık ve gelişimleri için gösterdikleri çaba hala en büyük heyecan kaynağım.
6 yaşındaki Derin ve 2 yaşındaki Deniz’e annelik yapmak ise kariyerimin her gün gelişen en neşeli parçası.
“Mutlu Olmak Hayatla Başa Çıkmayı Öğrenmektir.”
Evdeki Bakıcım