Alzheimer, yaşlılıkla ortaya çıkan bir hastalıktır. Kişinin yaşam kalitesini altüst eden kronik bir problemdir. Henüz neden ortaya çıktığına dair kesin bir kanıt söz konusu değil. Ayrıca hastalıkla ilgili sonuç alıcı bir tedavi yöntemi de geliştirilemedi. Ama hastalık üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Devam ettikçe de, yeni gelişmeler ve kanıtlar ortaya çıkıyor. Öyle ki, hastalığın metabolik bozulmalardan medyana geldiği ve bu haliyle de bir diyabeti andırdığını ifade eden uzmanlar var.
Beslenme Alışkanlığının Alzheimer Üzerindeki Etkisi
Daha önce söylediğimiz gibi, hastalıkla ilgili kesin tanılar söz konusu değildir. Ancak hastalığın tip 3 diyabet formuna benzediğini ifade eden uzmanlar bulunuyor. Bu nedenle, hastalığın kimyasal birtakım ilaç destekleriyle iyileşmediği ileri sürülüyor. Beslenme alışkanlıklarındaki değişimlerle, kronik bir hale gelen hastalığın düzeltilebilmesinin mümkün olacağını söyleniliyor. İleri derecedeki hastaların ise, hastalıklarını kontrol altına alabilecekleri ifade ediliyor.
Bu bakımdan, ABD’de uzmanlar tarafından uygulanan bazı yöntemler ortaya çıktı. Öncelikle hastalığın sadece kimyevi ilaçlarla tedavi edilemeyeceği görüşü yaygınlaştı. Daha sonra ise, çoklu tedavi yöntemi tercih edildi. Bu yöntem içerisindeki Alzheimer hastaları için beslenme önerileri oldukça dikkat çekti. Tabi sadece beslenme rejimi değil, daha farklı aktivite ve destekler de hastalıkla mücadele için verilen tavsiyeler arasında yer aldı. Bu listede yer alan model şudur:
- İşlenmiş gıdalar beslenme rejimi arasında yer almıyor. Basit ve zararlı karbonhidrat içeren gıdalar da yenmiyor. Bunların yerini; balık, tahıllı ekmek, meyve ve sebze alıyor.
- İyi bir uyku düzeni formu belirleniyor. Günde en az, 8 saat uyku uyunması önem ifade ediyor.
- Yine, sağlıklı bir kişinin bile zihinsel fonksiyonlarını etkileyen stresle mücadele de gerekiyor. Bunun için ise hastalara günde 15 dakika meditasyon tavsiye ediliyor.
- Ağız bakımı konusunda da bilinçli davranılması öneriliyor. Günde en az iki kere dişlerin fırçalanması gerekiyor.
- Egzersiz faaliyetleri tavsiye ediliyor. Haftanın 4 veya 5 günü en az yarım saat kadar egzersiz yapılması gerekiyor.
Amerika’da uygulanan sistemin baştan aşağıya gündelik hayatı değiştirdiği görülebilir. Bu nedenle, uygulanması oldukça zor bir programdır. Özellikle hasta yakınlarının programı yapıp, bunu takip edebilmeleri için zamana ihtiyaçları var. Ama bu programın uygulandığı Alzheimer hastalarının zihinsel fonksiyonlarında gözle görülür değişimler tespit edildi. Dolayısıyla, beslenme rejiminin ve gündelik hayat akışına kazandırılacak aktivitelerin zihin sağlığına ilaçtan daha iyi geldiği kanıtlandı denilebilir.
Bununla beraber yoğunlaşmak gereken besinleri şu şekilde gruba ayırmak doğru olabilir:
1. Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi
Fiziksel fonksiyonların bozulmasının nedeni, sinir sistemiyle de yakından alakalıdır. Sinir sisteminin işleyişinin sağlığı için ise, süt ve süt ürünleri grubundan beslenilmesi gerekiyor. Gerek B türü vitaminlerin, gerek protein ve kalsiyum gibi minerallerin deposu süt ürünleridir. Bunlar, kahvaltıda veya ara öğünlerde tüketilmesi gereken gıdalardır.
2. Kuru Baklagiller ve Yağlı Tohumlar
Baklagiller grubunun en önemli gıdaları arasında fasulye, nohut ve barbunya bulunuyor. Bunların tüketimi çok önemlidir. Yine; ceviz, fındık, fıstık gibi kaliteli yağları içeriğinde barındıran yemişlerin tüketilmesine de dikkat edilmelidir. Balık, en önemli B vitamini ve kaliteli yağ tedariki sağlanılan besindir. Et tüketilebilir; ama yağsız olmasına önem verilmesi gerekiyor. Yumurta, herkesin tüketmeye önem vermesi gereken gıdalar arasındadır. Zihinsel fonksiyonları destekleyici mineral açısından zengindir.
3. Sebze ve Meyveler Asla Terk Edilmemelidir
Sebze ve meyve tüketimi önemlidir. C vitamini gibi bağışıklık sistemini destekleyici vitaminlerin alınabilmesi için sebze ve meyve gerekiyor. Bu gruba dahil edilen gıdalar, vücudun zararlı toksinlerden ve atıklardan temizlenmesini sağlayabilir. Ayrıca, kan oluşumu, sindirim sisteminin çalışması, hastalıklardan korunmak adına meyvelere çok ihtiyaç vardır. Eğer, sebzelerin çiğnenmesi konusunda sıkıntılar varsa, buharda pişirilerek servis edilebilir.
4. Tahıl Ürünleri Tercih Edilmelidir
Tahıl ürünleri kaliteli enerji kaynağıdırlar ve besleyicidirler. İşlenmiş ürünlerden uzak durmak için tahıl grubuna önem vermek gerekiyor. Beyaz undan üretilen ekmek ve türleri tüketilmemelidir. Tam taneli buğdaydan ve tahıldan yapılanlar tercih edilmelidir. Bu ürünler, B vitamini açısından da zengindir. Lifli gıda oldukları için aşırı iştahı ve yeme istediğini de kesebilir. En önemlisi de obeziteyi engeller.
Alzheimer Hastasına Kendisini İyi Hissettirmek Gerekiyor
Hastalıktan dolayı asabileşen kişiler olabilir. Ancak onlara karşı iyi ve hoşgörülü davranmak gerektiğini unutmamalıyız. Hastalığın tedavisi için moral önemlidir. Bu nedenle kişinin özsaygısını kaybetmemesi ve stres yaşamaması gerekiyor. Hasta yakınlarının davranış biçimleri, tedavi sürecini olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Bu konuda bazı tavsiyelere uymak gerekiyor:
- Kişisel alanına müdahale etmeyin: Alzheimer hastalığı, kişinin gündelik hayatını olumsuz etkileyebilir. Kişi, tek başına yaşayamaz duruma gelebilir. Ancak yine de, kendisinin yapabileceği şeyleri başkasının yapması ve bu konuda ısrarlı olması doğru değildir. Kişinin kendisine olan güvenini kaybetmesine ve özsaygısını yitirmesine neden olabilir.
- Münakaşaya girmeyin: Hasta, bir çocuk gibi olabilir ve makul sayılamayacak isteklerde bulunabilir. Böyle bir durumda, arzusunun mantıksızlığını ispatlamakla mükellef olmadığınızı bilmelisiniz. Bunun yerine, kendisinin dikkatini, nazarını başka yönlere çekmeye çalışmalısınız. Asla münakaşaya girmemelisiniz.
- Latife yapmayı unutmayın: Hastanın mutlu ve moralinin iyi olması, hastalığını olumlu yönde etkiler. Bunun için, mizah duygunuzu asla yitirmeyin ve hastalığın her şeyi bitirdiğini düşünerek, hüzünlenmeyin. Karşı tarafı mutlu edici fıkra ve şakalar yapın. Ama asla bozuk zihinsel fonksiyonları nedeniyle söylenilen söz ve davranışlarla ilgili şaka yapmayın.
- Güvenliği sağlayın: En önemli hususlardan birisi, güvenliktir. Ancak hastanın güvenliğini sağlayayım derken, onu hapse atmayın. Özgür olabileceği bir alan bırakın. Kontrol etmeyi ihmal etmeyin, ama sıkılmasına da müsaade etmeyin. Bedeniyle ilgili rahatsızlıkları takip edin ve herhangi bir olumsuz durumda hemen doktora başvurun.
- İletişimi asla koparmayın: Hastalığın ilerleyen evrelerinde konuşma alışkanlığı önemli ölçüde kaybolabilir. Ancak hasta, yine de iletişim halinde olma ihtiyacını hisseder. Mimikler ve beden dilini kullanarak, iletişim halinde olabilir. Bu nedenle, konuşma yeteneğini kaybeden hastayla mimik ve beden dili üzerinden iletişim kurulmaya devam edilmelidir. Bu şekilde kendini yalnız ve mutsuz hissetmesini engellemiş olursunuz.
Sonuç olarak şunu ifade edebiliriz. Alzheimer hastaları için beslenme önerileri, hastalığın kontrol altına alınması için gereklidir. Bu hususta, doktorlar tarafından sunulan diyet listesinin ve beslenme reçetesinin mutlak surette uygulanmasına önem verilmelidir. Bunlara ek olarak, hastanın yaşına uygun egzersizler de uygulanabilir. Zihinsel fonksiyonlar üzerinde etkili olan egzersizlerin teşvik edilmesi gerekir.
Sağlıklı beslenme önerilerine uymak, gündelik yaşam alışkanlıklarını değiştirmek ve stresten uzak kalmakla hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. Henüz hastalıkla ilgili cerrahi bir uygulama söz konusu değildir. Birtakım ilaçlarla hastalık kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Ancak bu uygulamalar, yetersiz kalıyor. Bu nedenle; beslenme ve gündelik faaliyetlerin hastalık üzerinde olumlu etkiler bırakacak şekilde düzenlenmesi konusuna eğilim artıyor.
Bahsettiğimiz programları uygulamayı kolaylaştırmak ve hastanın hayat kalitesini arttırmak için profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Bu konuyla ilgili buradan Evdekibakıcım’ın yaşlı bakımı hizmetlerine ulaşabilirsiniz.